Ceza almamak için, vergi ödeme tebligatını yakından takip edin
Vergi daireleri, mükelleflerin vergi borçlarını zamanında ödemediğini tespit ettiğinde, borçlu kişi veya şirketlere bunu hatırlatan ve bir an önce ödeme yapmalarını belirten bir yazı gönderiyor.
'Ödeme emri' denilen bu yazıda mükellefe borçlarının mahiyeti, tutarı, ne zaman ve nereye ödenmesi gerektiği, aksi takdirde cebri tahsil (haciz) yoluna gidileceği bildiriliyor. Belirtilen sürede ödeme yapılmaması halinde ise mal bildiriminde bulunulması gerektiği hatırlatılıyor. Mükelleflerin dikkat etmesi gereken önemli bir husus da herhangi bir mal varlığına sahip olunmaması halinde de bu durumun alacaklı idareye bildirilmesi gerektiği. Mal varlığı fazla olanların borcu karşılayacak seviyede bildirimde bulunmaları yeterli. Tüm mal varlıklarını bildirmeleri şart değil. Bütün bu işlemlerin de zamanında, yani 7 gün içerisinde yapılması gerekiyor. Aksi takdirde borçlunun üç aya kadar hapis cezası alması için cumhuriyet savcılığına başvuruluyor.
Bu görevlerin yerine getirilmesi veya hakların kullanılması için öngörülen süre tebliğle başlıyor. Tebliğ ev adresine yapılacaksa esas olarak borçlunun kendisine tebligat yapılıyor. Kişi ev adresinde bulunmuyorsa, tebliğ kendisiyle aynı konutta oturan kişilere de yapılabiliyor. Evde bulunan kişilere (eş, çocuk, kardeş, hizmetçi vb.) tebligat yapılması halinde, bu kişilerin tebligatı asıl muhataba ulaştırıp ulaştırmamaları sonuç bakımından önem arz etmiyor. Bu bakımdan evde yaşayanların almış oldukları tebligatı anında muhatabına bildirmeleri çok önemli. Tüzel kişilerde ise tebliğ bunların yetkili temsilcilerine, yetkili temsilcilerin birden fazla olması halinde bunlardan herhangi birine yapılabiliyor. Bu açıdan, özellikle şirket temsilcilerinin dikkatli olmasında fayda var. Yine bu yetkili kişilerin işyerinde bulunmadıkları sırada gelen evrak orada hazır bulunan memur veya çalışanlardan birine tebliğ ediliyor. Bu durumda evrakı alan şirket çalışanı muhatabına ulaştırmayı unutsa veya tebliğ evrakını kaybetse bile tebligat yapılmış sayılıyor. Bu açıdan, şirket çalışanlarının bu konuda uyarılması son derece önemli. Yine tebligat yapılacak adresin de değişmiş olması halinde güncellenmesi önemli. Çünkü bu tür tebliğler adreste bulunamama halinde de muhtarlığa bırakılarak veya ilan yoluyla bir şekilde tebliğ ediliyor.
Vergi daireleri bazen asıl borçluların kendilerinden başka üçüncü kişilere de (bankalar, borçluya mal satanlar, borçlunun müşterileri vs.) yazı ile bu kişilere ait borçları bildiriyor. Böylece borcunu vadesinde ödemeyenlere ait malları ellerinde bulunduran üçüncü şahısların bu malları vergi dairesi yazısının kendilerine tebliğinden itibaren 7 gün içinde vergi dairesine bildirmeleri isteniyor. Talebe rağmen bildirimde bulunmayan üçüncü şahısların cezalandırılması söz konusu. Bu yüzden mükelleflerin kendileriyle ilgili olmasa da bu tür tebliğlerde dikkatli olması ve alacaklı daireye her halükârda bilgi vermesi gerekiyor.
Ödeme emri tebliğ edilen kişiler borcun gerçekliğinden şüphe duymuyorsa, borcu ve gecikme zammını öder. Bu durumda mal varlığı bildiriminde bulunmaya gerek kalmaz. Borçlar doğrudan vergi dairesine yatırılabileceği gibi, bankalarda hesaba doğrudan veya havale/EFT aracılığıyla, kredi kartı kullanmak suretiyle, postaneler vasıtasıyla veya çizgili çek kullanılarak ödenebiliyor. Borcun tamamı bir kerede ödenemeyecek gibiyse vergi dairesine tecil ve taksitlendirme talebinde bulunmak mümkün. Vergi daireleri bu talebi uygun görürse borç tecil faizi ödenmek şartıyla taksitlere bölünür. Böylece haciz işleminin uygulanmasının da önüne geçilmiş olur.
Kendisine ödeme emri tebliğ edilen mükellef, borcun varlığından, tutarından şüpheleniyor veya zamanaşımına uğradığını düşünüyorsa yetkili mahkemelere müracaat edebilir. Ödeme emrine dava açma gerekçeleri sınırlıdır. Borçlular böyle bir borcun olmadığı, kısmen ödendiği veya zamanaşımına uğradığını iddia ederek itiraz başvurusu yapabilir. Ahmet Yavuz - Zaman